Beslenme

Dehidrasyon Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Dehidrasyon, yetersiz alım veya aşırı terleme nedeniyle kişinin vücudundan su kaybetme sürecidir. İnsanların içmekten daha fazla terlemesi, ishal olması, kusması ve ateşi olması nedeniyle olabilir. Dehidrasyon, insanların en önemli sıvıyı, yani kanlarındaki suyu kaybetmesine neden olabilir. Dehidrasyon baş dönmesine ve yorgunluğa, baş ağrısına, soluk görünümlü hatta maviye dönüşen cilde, bel ağrısına, ayak ve bacaklarda şişmeye (ödem), kafa karışıklığına, nefes darlığına, burun kanamalarına, normalden fazla kusmaya ve daha fazlasına neden olabilir.

Yeterince su içmemek gibi birini kurutabilecek birçok şey var. Çok fazla su içildiğinde böbrekler yoluyla fazla sıvıyı dışarı atar ve bu da vücudun diğer sıvılardan kurtulmasını zorlaştırır.

Dehidrasyon Nedenleri Nelerdir?

Dehidrasyon birçok nedenden dolayı olabilir. Bazı nedenler ishal, kusma ve ateş gibi hastalıklardır. Diğer nedenler ise aşırı egzersiz yapmak, hiperhidroz denilen bir rahatsızlık olan çok fazla terlemek, yeme bozuklukları ve daha fazlasıdır. İdrar yolu enfeksiyonu (İYE) ile hasta olduğunuzda ve yeterince su içmediğinizde dehidrasyon meydana gelebilir. Vücudunuzun idrar yapmak için suya ihtiyacı vardır, bu nedenle susuz kalırsanız idrarınızda kan olmasına (hematüri) neden olabilir.

Dehidrasyon, çok fazla alkol içmekten de kaynaklanabilir, çünkü böbreklerin suyu emmesini yavaşlatarak kan hacminin düşmesine neden olur. Düşük kan hacmi, kırmızı kan hücreleri, plazma ve trombositler gibi vücudun temel sıvıları için daha az kullanılabilir alan anlamına gelir. Vücutta düşük kan hacmi olduğunda, bu genel kan dolaşımında bir azalmaya neden olabilir. Bu olduğunda, baş dönmesi ve sersemlik hissedebilirsiniz. Vücudunuz yeterli sıvıya sahip olmadığı için kalbinizin zayıflamasına ve atmasının durmasına neden olabilir.

dehidrasyon
dehidrasyon

Dehidrasyon Belirtileri Nelerdir?

Dehidrasyon belirtileri kramp, ağız kuruluğu, idrara çıkma eksikliği, düşük tansiyon ve yorgunluk hissi olabilir. Vücut susuz kaldığında, beyin normalden daha fazla su kaybeder ve şişerek nöbetlere veya felce neden olur ve bu da dolaşımdaki azalma nedeniyle geri dönüşü olmayan beyin hasarına neden olur. Diğer bir semptom, çok terlemeniz, ancak yeterince su içmemeniz ve bu nedenle susuz kalmanızdır. Susuz kalmayı önlemek için susadığınızda su içmek en iyisidir.

Yeni ilaçlar deniyorsanız veya hastaysanız, bu yeni ilaçların olası yan etkilerini ve günlük alışkanlıklarınızda herhangi bir değişiklik yapmanız gerekip gerekmediğini doktorunuza sormanız iyi bir fikirdir. Dehidrasyonu önlemek için daha fazla su ve daha az alkol içmek yardımcı olacaktır. İdrarınızın koyu sarı/kehribar rengi olmaması için yeterince sıvı almanız iyi bir fikirdir. Baş ağrısı ve krampları göz ardı etmemek de önemlidir çünkü bunlar susuz kaldığınız ve daha fazla sıvıya ihtiyacınız olduğu anlamına gelebilir.

Dehidrasyon Tedavisi Nelerdir?

Dehidrasyon tedavisi semptomların miktarına bağlıdır. Bir doktor tarafından kapsamlı bir muayenenin yanı sıra dehidrasyonu tedavi etmek için atabileceğiniz birkaç adım vardır:

Dehidrasyon genellikle çocuk ihmalinden kaynaklanır. Ebeveynler için çocuklarının(çocuklarının) taleplerine ayak uydurmak zor olsa da, aşağıdakiler de dahil olmak üzere diğer bazı faktörlerden de kaynaklanabilir:

dehidrasyon
dehidrasyon

Çoğu durumda, sıvı eksikliği dehidrasyonun ana suçlusudur. Çok fazla su içmenin tek tehlikesi, kandaki sıvı seviyelerinin çok düşük olduğu hiponatremiye yol açabilen ve inme veya böbrek yetmezliğine katkıda bulunabilen aşırı hidrasyona yol açabilmesidir. Bu tür bir acil durumu önlemenin en iyi yolu, eğitim yoluyla önlem almaktan ziyade yeniden hidrasyon olarak bilinen bir süreçtir. Bu eğitim genellikle kliniklerde veya sağlık merkezlerinde öğretilir ve denetlenir. Ebeveynlerin yapabileceği en önemli şey, çocuklara susadıklarında su içmenin iyi bir fikir olduğunu ve aktiviteden önce ve aktivite sırasında bol sıvı içmenin iyi bir fikir olduğunu bildirmektir.

Rehidrasyon sıvıları genellikle glikoz, tuzlar ve suyun izotonik çözeltileridir. Ağızdan (ağızdan) veya damardan (koldaki bir IV yoluyla) verilirler. Kanda çok fazla tuz bulunması, az tuz kadar tehlikeli olabileceğinden, genellikle bu çözeltiler litre başına 200 mg’dan (litre başına 0,2 g) daha az sodyum içerir. Bu, sadece çocuk sıvıları için değil, her türlü rehidrasyon sıvısı için geçerlidir. Bir çocuk susuz kalırsa, nöbetlere neden olabilecek yüksek kan sodyum seviyelerini önlemek için sıvılara eklenen tuz miktarı azaltılır. Diğer bir husus ise şekersiz rehidrasyon sıvılarında olduğu gibi şeker kullanılıp kullanılmamasıdır. Farklı şeker seviyelerinin uzun bir süre sonra büyük miktarlarda bir kişinin sağlığını nasıl etkilediğini gösteren hiçbir bilimsel çalışma yoktur.

Oral rehidrasyon solüsyonlarının çoğu, litre başına 1 gram (quart başına 12 g) glikoz ve litre başına 2 gram (litre başına 40 g) sodyum klorür içerir. Çoğu şekersiz rehidrasyon sıvısı, litre başına 1 gram (quart başına 12 g) glikoz ve litre başına 6 gram (120 g/quart) sodyum klorür içerir.

dehidrasyon
dehidrasyon

Dehidrasyonu tedavi etmenin ilk amacı, vücutta yeterli sıvıyı korumak ve kaybedilen sıvıyı yerine koymaktır. İkinci amaç, kaybedilen besinleri yerine koymak ve elektrolitlerin geri kazanılmasına yardımcı olmaktır. Üç ana elektrolit vardır: klorür, potasyum ve kalsiyum. Elektrolitler, vücudumuzda bulunan ve elektrik yüklerinin iyonlar tarafından hücre zarlarından iletilmesine izin veren kimyasallardır. Oral rehidrasyon solüsyonları veya intravenöz (IV) sıvılarla değiştirilebilirler. Amerika Birleşik Devletleri’nde birkaç marka oral rehidrasyon solüsyonu mevcuttur. Mevcut en yaygın oral rehidrasyon çözümleri şunlardır:

Bu oral rehidrasyon solüsyonları glikoz ve sodyum klorür bazlıdır. Bu solüsyonların her biri, dehidratasyon gelişen çocukların yaklaşık üçte ikisinin idrar çıkışını sürdürebileceği ve oral sıvıları tolere edebileceği yaklaşık süre olan 4 ila 5 saat sürecek şekilde yapılır. Genellikle, çözeltinin her yudumunda bir litrede iki gram şeker bulunur, ancak bebekler için bu farklı olabilir. Bebeklerin yüksek enerji ihtiyaçları nedeniyle ons başına birden fazla çay kaşığı veya litre başına altı çay kaşığı gerekebilir. Sıvının içerdiği şeker veya diğer karbonhidrat miktarı hastanın ihtiyaç duyduğu miktara ve kişisel zevke bağlıdır.

Bu yazıyı değerlendirin

Emine Gökçe

Gökçe, sağlık ve yaşam tarzı konularında uzmanlaşmış bir içerik yazarıdır. Beslenme ve Diyetetik alanında eğitim alarak sağlık sektöründe geniş bir bilgiye sahip olan Gökçe, okuyucularına sağlıklı yaşamın püf noktalarını aktarmaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu