Sağlık

COVID-19 Bağışıklık Tekrar Yakalanma Riski?

COVID-19 Korona enfeksiyonu ile ilgili bilgilere her geçen gün yenileri eklenmekte, akut klinik seyri yeni anlaşılmaktadır.Enfeksiyon sonrası sey­rin nasıl olabileceği ile ilgili bilgiler daha yeni oluşmaktadır.

Yeni bir çalışmada, araştırmacılar, hafif COVID-19 Korona enfeksiyonu ne­ deniyle tedavi ettikleri genç hastaların yarısında yakınmaların ortadan kalkmasından sonra sekiz gün daha vücutlarında koronavirüs bulundu­ ğunu tespit ettiler.147 Çalışmadan elde edilen en önemli bulgu, hastala­ rın yarısının yakınmaların giderilmesinden sonra bile virüsü yaymaya devam etmeleridir. Çalışmalara göre daha ciddi enfeksiyonların yayılma sürelerinin daha uzun olabileceği düşünülmektedir. Bu veriler sebebi ile hastalığın iyileşmesinden sonra bir müddet daha İzolasyona devam edilmesi oldukça önemlidir.

Günümüzde en önemli sorulardan biriside, COVID-19 Korona enfeksiyonu ge­çiren insanların iyileştikten sonra bağışıklık yani antikor kazanıp kazanmadığı, eğer bağışıklık kazandıysa bunun ömür boyu sürüp sürmeyeceğidir. Bazı hükümetler COVID-19’a neden olan virüs SARS-CoV-2’ye karşı antikorların tespit edilmesinin, bireylerin yeniden enfeksiyona karşı korun­dukları varsayılarak seyahat etmelerini veya işe dönmelerini sağlayacak bir “bağışıklık pasaportu”veya “risksiz sertifıka”nın temeli olabileceğini iddia etmektedir. Bu iddia tabiki henüz kanıtlanamamıştır.

İnfluenza gibi bazı virüsler çok fazla mutasyona uğrar, bu da mevsim­sel grip yayılımını engellemek için aşılan yıllık olarak güncellememiz gerektiği anlamına gelmektedir. bununla beraber, mevcut COVID-19 pandemisine neden olan yeni koronavirüs nispeten stabil kalmıştır ve influenzadan çok daha yavaş mutasyona uğradığı görülmektedir. Bu, aşı gelişimi ve virüsü yakından inceleyen bilim adamları için iyi bir haberdir.Ama bu hiç mutasyona uğramayacağı anlamına gelmiyor. Korona COVID-19’a neden olan yeni koronavirüs aşısının geliştirilmesi ve bağışıklık kazanılıp kaza­nılmayacağı virüsün mutasyona uğrama hızına bağlıdır.

Son zamanlarda SARS-CoV-2’nin genomunu inceleyerek mutasyonlar arayan iki yeni çalışma yapılmıştır. Arizona Eyalet Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, bir hastadan alınan virüs örneğinde yeni koronavirüste bir mutasyon geliştiği keşfedild.i. ABD’de, Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’nda geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmada salgın boyunca virüste oluşan mutasyonlar izlendi ve virüsün bir suşunda orijinal Wuhan suşundan daha bulaşıcı olacak şekilde mutasyona uğradığı saptandı.

Dünya Sağlık Ôrgütü’nün (DSÖ) son değerlendirmelerine göre Korona COVID-19’dan iyileşen ve antikorları olan kişilerin ikinci bir enfeksi­yondan korunduğuna dair bir şimdilik kesin bir kanıt yoktur.

Korona COVID-19’a özel bağışıklık antikorlannın değerlendirilmesi

Doğal enfeksiyon yoluyla bir patojene bağışıklık gelişimi, tipik olarak 1-2 hafta boyunca gerçekleşen çok aşamalı bir süreçtir. Vücut viral bir enfeksiyona makrofajların, nötroflllerin ve dendritik hücrelerin virüsün ilerlemesini yavaşlattığı ve hatta yakınmalara neden olmasını önleyebil­ diği spesifik olmayan, doğuştan gelen bir itkiyle hemen yanıt verir. Bu spesifik olmayan yanıtı, vücudun virüse spesifık olarak bağlanan antikor­ lar yaptığı kazanılmış bir bağışıklık yanın takip eder.Bu antikorlar immü­ noglobulinler adı verilen proteinlerdir. Bağışıklık sistemimiz ayrıca virüs bulaşmış diğer hücreleri tanıyan ve ortadan kaldıran T hücreleri yapar.

Buna hücresel bağışıklık denir. Bu kaı.anılmışbağışıklık tepkisi virüsü vü­cuttan temizleyebilir.Eğer yanıt yeterince güçlü ise, aynı hastalığın şiddet­ lihastalığa ilerlemesini veya yeniden enfeksiyonu önleyebilir. Enfeksiyon sürecinin safhaları genellikle kandaki antikorların varlığı ile ölçülür.

DSÖ, SARS-CoV-2 enfeksiyonuna karşı antikor yanıtları ile ilgili kanıtları gözden geçirmeye devam etmektedir. Bu çalışmaların çoğu, enfeksiyondan kurtulmuş kişilerin virüse karşı antikorları olduğunu göstermektedir. Ayrıca bilimsel kanıtlar hücresel bağışıklığın iyileşme için de önemli olabileceğini düşündürmektedir. Şu ana kadar hiçbir çalışma SARS-CoV-2’ye karşı antikorların varlığının, insanlarda bu virü­ sün takiben tekrar gelişecek enfeksiyona karşı bağışıklık sağlayıp sağla­madığını değerlendirmemiştir.

Günümüzde COVID-19 Korona enfeksiyonunun tanısında kullanılan hızlı tanı kitleri de dahil olmak üzere insanlarda SARS-CoV-2’ye karşı an­ tikorları tespit eden laboratuvar testlerinin doğruluğunun ve güveni­ lirliğinin belirlenmesi için daha fazla değerlendirmeye ihtiyaç vardır. Tanısal testlerin yeterli tanısal değere sahip olmaması, yanlışlıkla iki şekilde sınıflandırmaya yol açabilir. Birincisi, virüs bulaşmış insanları yanlışlıkla negatif olarak saptayabilir. İkincisi, enfekte olmamış kişileri de yanlışlıkla pozitif olarak belirleyebilir. Her iki hatanın da ciddi so­ nuçları vardır ve enfeksiyonun kontrolünü etkileyebilir.Testlerin ayırıcı tanıyı doğru yapabilmesi için daha önceden insanda enfeksiyona neden olduğu belirlenmiş olan 6 koronavirüs enfeksiyonu etkenlerinden kay­ naklananları doğru bir şekilde ayırt etmesi gerekir.Bu virüslerden dördü soğuk algınlığına neden olur ve yaygın olarak dolaşır. Geri kalan ikisi Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromuna (SARS) neden olan virüslerdir. Bu virüslerden herhangi biri tarafından enfekte olan insanlar SARS-CoV-2 enfeksiyonuna yanıt olarak üret.ilen antikorlarla çapraz reaksiyona giren antikorlar üretebilir. Soğuk algınlığına neden olan dört eski koronavirüs üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmıştır.151 Bu 4 eski koronavirüsün yaptığı soğuk algınlığı

benzeri enfeksiyonlar çok yaygın görülmekte olup insanları sık sık has­ talandırmaktadır. İnsanların o/o 90’ıhastalandıktan Sonra bu eski korona virüslere karşı antikor geliştirir, ancak bu antikorlar koruma sağlamamak­ tadır. Grip ve soğuk algınlığı gibi bazı virüs kökenli enfeksiyonlarla birçok kez mücadele edilmesi gerekir. Çünkü birçok farklı virüs veya aynı tipteki virüs suşları bu hast.alıklara neden olabilir. Bir virüsten soğuk algınlığı veya gribe yakalamak diğerlerine karşı bağışıklık kazandırmaz.

SARS’a neden olan en şiddetli koronavirüs tipi ile ilişkili çalışma­ larda bağışıklık derecesinin hastalığın ciddiyetine bağlı olduğu göste rilmiştir. Birçok hastada uzun yıllar boyunca bağışık kazanıldığı saptanmıştır.

Sonuç olarak, genellikle kızamıkta olduğu gibi, yeni koronavirüse maruz kalan insanların yaşam boyu bağışık olup olmayacağını veya hastalığın eski tip koronavirüs hastalıkları veya soğuk algınlığı gibi tekrar tekrar geri dönüp dönmeyeceğini bilinmiyor. Bu önümüzdeki yıllarda netleşecektir. Bu durum netleşene kadar enfeksiyonu geçiren insanlar dahil herkesin hijyen kurallarına, güvenli sosyal mesafeye dikkat etmesi tavsiye edilmektedir.

Bu yazıyı değerlendirin

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu